DAVARIN KIRILMASI - 5 -
DAVARIN KIRILMASI
Gene Kürtün'e döl almaya ,Koyun kuzuladımı oradan yaylaya ,yayladan Yarımca'ya;Yarımca'nın otu güzel olduğundan koyun çok eğlenirdi..Babam iki evliydi,kumalık zor iş .
Kış çıkarken kuzular olmaya başlar.Koyun kuzladımı kuzuları yalayıp kurutur ,ağınını emzirir ,kuzu çarasını çıkarır,analarının yanından alıp kümeye korduk.Küme,;(Üzerini ağaç,çalı çırpı koyup toprak atıp bir tarafında kuzuların hava alması hemde emişme zamanı kuzuları çıkaracak kadar bir delik olan kazılmış kapalı çukur).Kuzuları kümeden çıkarıp emiştirip tekrar kümeye koyar;
İş bittikten sonra kümenin deliği düzgün birşey ile örtülür ,içi sıcak olur kuzular koyun koyuna uyurdu.
O sene Koyun Kürtün'e giderken Adaçal'da Yorgun dedenin yanında seçim katım yaptık.Çoban'a 730 koyun teslim ettik.Emirdağ'ında Babam oğlum ben Afyon'a gidecem seni Kürtün'e yakın indireyim,kuzulara bir bak'' Kürtünde kuzuların başında Elif Anan var, (övey)kendine bakacak durumda değil''dedi,beni yolda indirdi.Kürtün'e,varırken; Çoban Haceli Emmi'nin sesi geliyo!"Elif Elif Allah her sene size gancık guzu veriyo,niye guzulara bakmadın?Elinizden bir aldığını görürsün bi daha dırnağını bile bulamazsınız "Diye avazı çıktığı kadar bağırıyo.Analığımda "Körmü gelsin baksınlar "Diyo.Babam Üstüne Kuma getirmiş ,haklı da tepkisini böyle gösteriyor. Kümeye indim havasızlıktan hayvanları basıktırmış,çoğu ölmüş ,ölen kuzuları Haceli Emmi'ynen dışarı çıkardık.
Babam; Hasta yatarken " Elif bi su ver demiş" vermemiş .Kayınkarısı ( Esat Erenoğlu, nun ) hanımı ,Fadime yengeme "Adil su istedi vermedim "demiş!
Fadime yengem .Elif Adil ağanın hiçmi eyiliğini görmedin?"Her Hamilelikten sonra ayağa kalkamıyodun ,seni Gazlı göle sırtında daşırdı "deyince!
Elif Anam;
"Aman Fadime ;şimdi benim tayyareye binip uçtuğum zaman."
Fadime yengem ;
"Elif bide Menderes gibi düştüğün zamanı görürsün" der!
Babam Anamı , Hacıvahit konağından beni alıp Lütfi ağbimlere taşındık.Ondan sonra Elif Anam'ın yanına bir daha uğramadı.
Emirdağ'da iki evlilik yapan sadece Babam değildi! Üstüne Kuma gelmiş bazı cefakar kadınlar, akılcı mantıklı gerçekleri görüp kendinden dünyaya gelen çocuklarına ; Oğlum , Kızım oldu bir şekilde Babanıza tepki vermeyin okuyun kendinizi kurtarın.Ben sizden bunu isterim diyen analar da var.Bazıları da kendi gibi çocuklarını da babalarına düşman edip işe güce sahip çıkmayıp ,kendileriyle çocuklarını da iyi olmayan yaşama sürükledi.
Böyle kalmadı!
Yıl 1947 nin kışında hayat yokuşa sürdü,o ara çoban adam bilmezmi''Adil ağa şu gara bulutu heç beğenmiyom' ,beni bi Yarımca'ya at diyor".Kuzuyu ağıla çekiyo.Emir'in köyünün denginde tipi çeviriyo ,koyunu Tipi'nin altında bırakıp kendi Emir'in köyüne dar atıyo.Sabaha kadar koyun tipinin altında kalıyo.Soğuğu tırnağından aldığından garnı guzulu davar hep kırıldı, telef oldu etleri bile yenmezdi.Çoğu koyunun karnını yararak kuzu çıkardık, yaşayan Döneli'ler bilirler dereler koyun leşiyle doldu.Hatta bir yıl okula devam etmedim,birde o günün parası 7 bin liradan fazla yeygi yemişti.Bunlar babama çok sekte vurdu.Bir gitmesin ardı geliyo.Ortaklardan da haber geliyo telef çok fazla .Babam rahmetlinin merakından şekeri hep yükseklerde geziyo. Anam rahmetli ''Adil emrine şükür,bugün dünden iyiyiz''derdi ,bende içten içe Anam'a kızardım ne iyisi diye,meğer Babamı teskin(teselli) edermiş.Yayla zamanı geliyo herkes yaylaya hazırlık yapıyo.Bu sefer başladılar tuh Yayla'yada çıkamayacağız deyip dururken;Babam geldi baktım neşeli''Hacca hazırlığını yap yaylaya çıkacağız dedi''Anam rahmetli ''Deli deliii hanı koyun Yayla'ya neilen çıkılır ''?Babam Rahmetli, Alikel'li HAFIZ AĞA"Adil ağa geçmiş olsuna geldim sen Yayla'cısın ,Yayla'sız yapaman,eyiliğini çok gördüm 30 kuzulu goyun göndereyimde Yayla'yı Yayla" demiş.Gönderdide;Gine Yayla'ya çıktık. Tutmayınca olmuyo, koyunlar kuzularken ölüyo.Goyun'un garnını yarar guzuyu alır palaya sarardım,ocağa çalı çırpı yakar ısıtır, Döneli'de Aptulla Hüseyin(HOMA)derdik onların ağılında kalıyoduk.Aptullah'ı Yöreğil,e Süt,e gönderirdik.Yüreğil'de Mehmet çavuş,Gazi çavuş babamın dostlarıydı,ikiside inek beslerler süt verirlerdi.Bayat,tan Biberon şişe aldım 17 kuzuyu biberonla büyüttüm.Annelerinin ciğerleri hep çürümüş,derilerini yüzer etlerini dereye sürüklerdim.Kuzuların bir tanesi Arap'tı başında küçük beyaz bir işaretinin dışında kapkaraydı,hayvanın dizleri ağrıyodu.
Dönelide (Aptullah) Hüseyinin küçüğü Emirdağı'na vardı geldi.Hacca,aba gelinin Telgız(Lutfi TARHAN) Ağbimin hanımı çok hasta dedi.Anam dururmu? Babam Yüreğil'li Mehmet çavuşa haber gönderdi ,o kışta ,en güzel Atlar yeni araba onda var, bu zamanın Cadillac,ı.Mehmet çavuş peki arabayı hazırlıyorum Döneli'ye çıkamam aşağıya gelsinler demiş.Anam rahmetli'ynen düşe kalka şimdiki Bayat yoluna indik.Mehmet çavuş Yamçı'yı (keçeden yapılan sahibini yağmur ve soğuktan koruyan pelerin)giymiş arabanın üstünde duruyo,bizde bindik.Karları yara yara Emirdağ'ına geldik.Mehmet çavuş bizi eve indirdi akşam olmadan eve ulaşayım dedi ,müsaade istedi.Telgız yengem çam çiçeği çıkarmış yatıyo ,birde doğum yapmış oğlan doğurmuş. Anam rahmetli" Geçmiş olsun kızım Hayırlı olsun , gözümüz aydın deyip hal hatır sorduktan sonra''Bebeği kucağına alıp , maşallah Goç dölü , Goç dölü deyip dua okudu . Yengeme dönüp" Telgız bunun adını ne koyalım ?''Oda ;" Hacca ana ölen kardeşimin adı Ceylan olsun"dedi.Bende Ana bizim Arap kuzuya çok benziyo dedim.Çocuğun ismi ARAP kaldı. Bu arada Babam bişey duymuş olmalı!Anam Babam ben kiraya taşındık,ordan yaylaya çıktık.Hayatın şimden sonra benim için zor olacağı için nerde yanık Türkü söyleyen varsa onu hiç bırakmazdım..Allah kimseyi yukarıdan aşağıya indirmesin.Haceli emmi,nin Elif anam'a Kehanet gibi ''Allah size her yıl gancık guzu veriyo bir kaybederseniz tırnağını bulamazsınız " dediği gerçek oldu. Koyun'un tipide telef olması'' mübarek bizi bayağı birden yoksul bıraktı,bundan zor hiçbirşey yokmuş meğer.İşlerin tersine gittiğini anam rahmetlide anladı,oğlum ev sana bakıyo,baban hasta iş yapamıyo,hazıra hazine dayanmaz diye durmadan söyleyip duruyo.Babam bu ara Taksiyi 500 liraya sattı,bununla bir ev yaptırayım dedi olmadı,dedelerden galma çok tarla vardı ,kendine düşen bir yerleri de sattı ,gene goyun yayla,kendi hasta çalışamıyo,aldığı koyunlardan birkaçını satıp harçlık yapıyo,aksilikler birbirini kovalıyo.
AĞA AĞBİM /DOKTOR TAHİR BEY
Yarımca,da fazla kalmadık ,koyunu Kürtün,e kapalı ağıla çeker,koyun kışı kapalı ağılda geçirir,biz Emirdağ,ına ;Bu arada bir birbuçuk ay Emirdağı,nda kalırdık.Uzun çarşıya bakan Atatürk,ün heykelinin yanında meydan kahvesi vardı;Kahvenin yan tarafına Kıral ağaçlarının altına gölgeye babam taksiyi çeker ben takside oynardım.Rahmetli Ağa ağbim gelir taksiye kol atıp çalıştırır "babam rahmetli hiç seslenmezdi. Ya saydığından,rahmetli ağbim çok gözükara şerdi" Yada korktuğundan.Emirdağ,ını gezerdik güzel bide Türkü tutturur;
Filcanı taştan oyarlar balam oyarlar,
İçine bade koyarlar.
Sen bize gelme duyarlar balam duyarlar,
Sen kimin canısın canı,sen yine doldur filcanı.
Bana döner beğendinmi ?Babaoğlu der bende beğendim ağbi derdim;Onada rahmetli kahkaha ile gülerdi.Gene başlar;
Yüksek minarede kandiller yanar,
Kandil,in şafkına bülbüller konar
İnsan sevdiğine böylemi yanar,
Ellerin benimle ne davası var.
Gezi biter Taksiyi yerine çeker kor giderdi.Babam sorardı ne yaptınız derdi ?Bende gezdik derdim" iyi halt işlediniz derdi".
Rahmetli Ağa ağbim ailenin en son en küçük çocuğu olduğumdan beni çok sever; Ağbisi der beni korur kollardı.Emirdağ,ında Adına" Şengezer" derlerdi.
1950 de Afyon- Emirdağ- Eskişehir arası çalıştırdığı " O vakitler otobüslerin bagajı üstünde idi.Havaleli yük yükleyip ,Emirdağ Kırkpınar Virajında fotoğrafını paylaştığım otobüsü devirip kazada vefat etti.Bana en sıcak davranan ağbimdi çok üzüldüm.Anam,Elif anam ,babam ,Amca'larım Hala,larım aile akrabalarımız arkadaşları günlerce göz yaşı döküp gece gündüz yasını tuttular.
1930 lu yılların başı Babam lambaları karpitle yanan ilk Mercedes marka otomobili İstanbul,dan satın alır.Hafız isminde şöfor tutar;Rahmetli Dedem" babası" Hacıvahit Ağa nın Eyüp Sultanda mezarını yaptırır.Otomobili İstanbul dan Emirdağı'na getirir.Hacıvahit dedemin mezarını yaptırdıktan sonra Arapça yazılı mezar taşının bir tarafında Rahmetli babam bir tarafında Şöfor,u Hafız,ın fotoğrafları mevcut.Ondan sonraki yıllarda da otomobil alır satar.
Keşif çıkar bende onlarla keşfe giderdim.Keşif geç sürdümü zabıt katibi Tatar oğlu İsmail amca'nın kucağında uyur gelirdim.Doktor Tahir bey aile doktorumuz du.Babamla çok samimi idiler,anmadan geçemeyeceğim.Anama Türkmen tarhanası pişirtir yer."İki Penisilin vurulacağına Hacca hanımın bir "Tarhana çorbasını "iç derdi.Şişmandı sofraya zor otururdu .
Bir gün bize Tek'araba ile açmalı Ceviz masa dört sandalye getirdi.O masada rahat rahat Tarhana içmeye başladı.O masayı sandalyeleri bize hediye etti.Ondan sonra bizde masada yemek yemeye alıştık.Rahmetli Tarhana,yı çok severdi.Anam rahmetliyi gördümü;"Hacca hanım tarhana" varmı? der.Anamda Tahir bey akşam ıslayayım,sabah pişiririm sabah buyrun gelin der.Gelirler içerler.Her Tarhana çorbası içtiğinde iki penisilin vurulacağına,acılı pöçüklü bi tas Tarhana çorbası iç derdi.Anam babam beraber Hamam'lara giderdik. Ekseriyetle Gazlıgöl'e.Sahibi Hasan ağa babamı çok severdi,orası bizimdi sanki "para bile almazdı.Oğlu Hulisi,de benim arkadaşımdı.Hasan ağanın ayrıca iki kızı vardı, hesabı Hamam'ların girdisi çıktısı küçük kıza aitti .Hulisi ilen beni Belce'ye gönderirlerdi !Belce'de Kel Mehmet'e söyleyin iki tane bu senenin horozunu alsın sizle göndersin derlerdi.Kel Mehmet emmiyi bulup isteği iletir Canla başla başüstüne siz bekleyin der .Bir süre sonra iki horozla gelirdi.Horoz'ları babam Hasan ağa sırt sırta kızarttırırlar güzel bi içerlerdi.
Terslikler üst üste geliyo ;Babamın acıdan şekeri çok yüksek,Allah kimseye evlat acısı vermesin.
51 senesinde ilkokulu bitirdim Devreler'in dükkan'da Akşehir'li tamirci İhsan Soycan vardı ona çırak durdum,işim sök tak ,o zaman Massey Harris biçer--Massey Ferguson taraktör--Land Rover Villis Cipleri tamir ederdik.Bizim taksiyi Babam'lan beraber söker takar elim yatkındı.Bir sene sonra Şöfor Neşet,in otobüs garajını tuttum ,kendime çalışıyom,yaz geldimi biçer,e gidiyom,biçerden geldimmi bütün borçları ödüyom,evin kirası ,dükkan kirası güzel bi rahatlıyoz.Rahmetli anam nur içinde yatsın üzerime gün doğdurmadı,beni işe teşvik etti,çalıştınmı saygınlığın oluyo,çalışmadınmı horlanıyosun,bunalmadım zorluklara karşı dayandım,çalıştım hiç yılmadım ben kazandım.Tamirhaneyi açalı beri yüzümüz arı yumuşaklığından para kazanamıyorum,tamir ettiğim gediyo,para toplayamıyom.Bir biçer geldi bakımını yaptık,biçer sahibi biçere Şöfor dururmusun dedi?Canıma minnet ,harman sonuna kadar 1500 lira,ya pazarlık yaptık.Dükkan kirasını dahi aldığım avanstan ödedim.Dükkanı kapattım.O sene Adakasım--Uzunbey--Çeltik --Yüzük kaşı köylerinin ekinlerini biçtim.Kürtler Nişana şerbet derlerdi Biçer sahibi ''yağcı dolansın gel seninle şerbete gidelim ''derdi Traktöre atlar bizde şerbete katılırdık Kösso çok güzel Zurna çalar ve orda öğrendiğim bu türkülerede eşlik eder söylerdim.
EĞİLDİMDE BİR TAŞ ALDIM MEZERDEN
(Ulaş Kurtuluş Ünlü derledi)
Eğildimde bir taş aldım mezerden,
Mevlam esirgesin seni nazardan,
Mal olaydın satın alırdım pazardan,
Atma bu taşları ben yaralıyam.
Elalem al giymiş ben garalıyam.
Sarı buğday gibi dara döğersin,
O kötü kocana boyun eğersin,
Bu güzellik sende oldukça sevdiğim,2
Mezara gitsende sevgi seversin.2
Sarı buğday Sam yeline savrulmaz,
Küçükten yar seven kolay ayrılmaz,
Ananın başından geçti bu sevda,2
Seni benden beni senden ayırmaz.2
AŞAĞI KÜRT KÖYLERİNDE bir başka PİRİBEYLİ türküsü.
ÇATIĞIMIŞ CEMİLEMİN KAŞLARI . İhsan Öztürk hocaya gönderdim .
Bir bir saydım,Piribeyli taşları oy oy oy,
Çatığımış Cemilemin kaşları vay vay vay,
Bir omuzda ondört belik saçları oy oy oy,
Yel estikçe döver ince belini vay vay vay,
Goyun seni hangi çala,çekeyim oy oy boy,
Gınalı daşlara tuzlar ekeyim vay vay vay,
Altın gavalınan suya dökeyim oy oy oy
Yürü güzel yürü pınara doğru vay vay vay.
Yavşanın arası bana yol oldu,oy oy oy,
Galdırım kürtleri ban el oldu vay vay vay,
Bu güzellik bu dünyada şan oldu oy oy oy,
Yürü güzel yürü pınara doğru vay vay vay.
Goyunu arkaçtan kaldıracağım oy oy oy,
Kaldırıp suyunu aldıracağım vay vay vay.
Çok sallanma nazlı yarim garşımda vay vay vay
Kanını kadehe dolduracağım vay vay vay.
Dere kenarında balık avlarım oy oy oy,
Kekilimi Gül yağınan yağlarım vay vay vay,
Ellerin yarleri gelip geçtikçe oy oy oy,
Elimi koynuma sokar ağlarım vay vay vay.
BİR BAŞKA TÜRKÜ KIT NURİ.
Kıt Nori Taşta çaldım yoğurdu,
Kıt Nori seni kimler doğurdu,
Kıt Nori seni doğuran ana,
Kıt Nori,balınanmı yoğurdu.
Kıt Nori asbab yıkıyo,
Kıt Nori ciğerimi yakıyo,
Kıt Nori camdan bakıyo,
Vay Nori nori nori vay nori.
Şu dere baştan başa vay Nori,
Atladım taştan taşa vay Nori,
Kaldır kız şalvarını Vay Nori,
Yırtarım Baştan başa Vay Nori.
Vay Nori nori nori kıt nori,
Nori nori nori vay nori,
Kıt nori nori nori vay nori.
Vay nori nori nori vay nori kıt nori.
Şu derenin uzunu vay nori,
Kıramadım buzunu vay nori,
Aldım Kürdün kızını vay Nori,
Çekemedim mazını vay nori.
Çaydan çaya geçelim geçelim kıt nori,
Atlara yonca biçelim vay nori,
Kaldır kız şalvarını vay nori,
Malına fiyat biçelim kıt nori.
MOLLA RAHİM.
Yıl 1953 Adakasım,'ın üzerinden Çeltik;te Görünür yerde Biçer çalıştırıyorum,ekin biçiyorum.Molla Rahîm diye biri Adakasım,da yemek veriyomuş.Traktör ile yanımıza gelip haber verdiler.Döverbiçer ,in Yağcısı ;Halis Emmi gidelim Molla Rahim,i darıltmayalım" sonra işimiz rast gelmez dedi.Niye len işimiz rast gelmesin dedim?Adam keramet sahibi Şıh dedi.
Yağcı ile beraber gittik.Eve vardık adamın bir odası var Duvarlarda Kabe resmi,Peygamberin mescidi ,bütün yatırlar duvarlar da çizilmiş.Kendisi baş köşede kurulmuş oturuyo başında sarık, yüzünde sakal,kaftan vari bi cübbe elinde iki üç gulaç Tesbih çekip duruyo.Bende bu odadaki atmosferi görünce o zaman cahil bir genç olarak etkilendim Huşu,ya girdim.
Yemeği sofraya koydular yemeği yedik,kapıya çıktık .Baktım çocuklar kız çocukları hizmet ediyolar.Benim Döverbiçerin yağcısı; bilmiyomuş gibi beni yokladı; Halis Emmi bunlar kim dedi? Bende Molla,nın torunları dedim.Yağcı gülümseyerek bunların hepsi Molla Rahim,in karısı dedi.Ben dondum kaldım ! Bu adamın meziyeti ne ufacık kız çocukları ile Harem kurmuş bunların ana babaları bu yaşta ki kız çocuklarını bu adama nasıl karı yapar diye sordum.
Güccük Hasan,'ın gölden yürüye yürüye karşıya geçti diye cevap verdi.Yağcıya Kış,'ın Göl buz Tutmuştur öyle geçmiştir deyince !Tövbe de Halis Emmi Tövbe de çarpılırsın ,hikmetini tüm Çeltik bilir eyle bir Molla 120 Kilo beri benzer buz bile taşıyamaz dedi. Dinlen gözü kapalı kendisine sadece itaat eden insanları nasıl kandırdıklarını, küçük kızların çocukların bu dini cemaat lideri softaların mezesi yapıldığını ta o zaman öğrendim.
Bizede içki içtiğimiz için Sarhoş derler,yıllarca düşünsek bu şeytanlık ,ahlaksızlık aklımıza gelmez.
Bir taraftan biçer söke taka ,döverbiçer ustası şöfor,u oldum.Her sene biçer,e gidiyom namım Denizliye yayılmış,Çivril Çıtak,tan Hamdi Oruç diye ağa var,90 siper 14 ayak biçeri var,Yaşar isminde bir oğlu vardı.Kırbaşın ekinini bitirdikten ordan İslamköye sonra Tire yanında Gürcülerin çiftliğe o çiftlikte çalışan bütün çalışan Marabalar anlatırlardı.Rabani Tümen Gürcülerin kızına nişanlanıyo Kırk gün Kırk gece düğün oluyo .Rabani balayına çıkmak için uçak kiralamış Kız evinin uygun görmeyeceği bir zamanda saatte,gelin almak için gelin alayını gönderiyo,kız tarafı bu saatte gelinmi gider gelmesinler diye haber gönderir ,Rabani Tümen şimdiden sizin emriniz altına mı gireceğim diye gelin almaya gidenlerie derhal dönün der,Gürcülerin kızı bırakır Sökeli Hüseyin beyin kızını aldı diye anlatırlardı. Beni götürdüler İzmir Selçuk arası Rabani Tümene ait keçi kalesinin altında kozpınar çiftliği,Burgaz çiftliği,Gürcülerin çiftliği ,Dillere destandı Kuşçuburun ekinleri ,Denizli Acıpayam yaşil ova,Çivril Çıtak ekin bitti paramı alıp geldim Emirdağına .Gene Kayseri uzun yaylaya biçer götürdüm,Lakabı go go Selahattin vardı hanedan adamdı ,odasında yatıp çok yemeğini yedim.Sonbahar olduğunda geceler çok soğuk olurdu,bakardım Selahattin amcanın yeğeni Mehmet 45 lik Hanamok motor ile gelir,Halis amcam seni alıp getirmemi söyledi ,atla bakalım Halis. Yolda giderken Mehmet Halis amcam seni çok sevmiş iş bittiğinde havalar soğuk o çocuk orda üşümesin akşamları al gel konakta yatsın dedi,sakın hayır deme kızdırma demişti.Allah razı olsun ekin bitene kadar konakta kaldım.Uzunyaylada iş bitti ,Selahattin ağbi dahil, orada kimler varsa hepsiyle vedalaştık.Biçeri Kayseri'ye getirdim .Trene yükleyip Eskişehir'e getireceğim .Öyle vagon beklerken bizim yağcı hastalandı İstasyona giderken solda Devlet Hastanesi var oraya götürdüm.Doktor memleketimin Emirdağ olduğunu öğrenince" Burada Hasan bey diye Emirdağlı bir doktor görev yapıyodu burda öldü "dedi.Doktor bey Hasan bey neden öldü diye sordum "Ceryandan" demezmi! Küçüklüğümüzde Beyler vardı Emirdağ'ında. Beylerin doktoru Hasan beyin Kayseri'den cenazesi geldi derlerdi.Beyler ile bizim Büyüklerin mezarları yanyanadır.Hasan beyin mezar taşında KAYSERİDEN İSTANBULA DÖNMEDİM,CAN TATLI İMİŞ KIYMETİNİ BİLMEDİM,ANNEM İLE KARDEŞLERİM AĞLAMIŞ ,BENDE DUYMADIM diye yazar.
TABAKLARLI AKKI
Biçerle birlikte Eskişehire Ordan Emirdağına vardım ,Bizim gençliğimizde Düğün ,Nişan kışın olurdu,kızlar Bulgur'u,da kışa doğru çeker.Çocuk'luğumda Tefçi Saniyeden önce Emirdağ,ında Tabaklarlı Akkı vardı. 1940 lı yıllar Kızbaşı 'nişan yapacak aileler rahmetli babama gelir .Adil ağa Tabaklar'dan Akkı'yı bi getiriver derlerdi.Babamla birlikte Tabaklara varıp Akkı'yı alır taksinin ön tarafına bindirir, Emirdağı'na doğru yola çıkardık.Akkı koca kafalı esmer bir kadındı
Rahmetli babam yolda Akkı söyle bi bakalım der ; Akkı da tefi eline alıp
Otomobil harılar,
Altın dişi parılar,
Ayağına dökülür'
Seni duyan karılar.
Eğil kavağım eğil,
Dibine döktüm çeğil,
Mullaoğlu'nun kıçı eğri,
Adil'in dengi değil.
Der.
Rahmetli babamda ;gülerek ilahi Akkı yeğniciğinden yan derdi.
Oda güler Emirdağı'na getirir 'kızbaşı 'nişan yapacak ailenin evine bırakırdık.
ABAM(ABLAM) BELKIZ
Belkız güzeller güzelidir . Yenilmezler,in Miligızı,nın boylu poslu yakışıklı oğullarına isterler. Doktor Tahir bey" Hacca bacı bu çocuk hasta verme " dediysede ! Anası Hatice ; Aman Tahir bey neresi hasta? Aslan gibi delikanlı diye Belkız,ı verir. Evlendikten kısa süre sonra Tahir bey,in dediği gibi evlendiği eşi vefat eder.
Miligızı ( oğlu ölünce oğlum toprak altında yatarken ben yatakta mı yatarım diyerek ölene kadar yerde yatar)
Belkız çok kısa birbirlerini tanıyamadan vefat eden eşine
Deliğine ördüm 18 perde,
Eşimde düşmüş çaresiz derde
5 Helkesi var,üçte kazanı,
Anamda görmedim böyle düzeni
Deyip ağıt eder
Belkız in kara yazgılı kaderi ;
Ana evine geri döner.
O yıllarda Lütfi Çıldır ; İsmail Çıldırın bacısı ile evlenip boşanır. Bu evlilikten Rahmetli ( Kör) ismet dünyaya gelir.
Belkız,ın emmisinin ( Amcasının) kızı Fatma Çıldır,ın babası(Laloğlan) ölünce.Kaynının kızı olduğu için ,Anası Hatice ,Fatma,yı Belkız ve diğer kardeşleri ile birlikte büyütür.Fatma,yı Mehmet Çıldır'la evlendirirler .
Belkız,ın birlikte büyüdükleri Fatma Çıldırı da araya sokup. Lütfi Çıldır ,a istetirler ve Lütfi Çıldır ile evlendirirler. Lütfi Çıldır yakışıklı Belkız çok güzel.Bir bahar Hıdirellez'e gittiklerinde,kırda Belkız ile dolaşırlarken. İsmail Çıldır onları takip etmektedir ,hiç beklemedikleri bir anda İsmail Çıldır arkadan sırtına bıçağı saplar kaçar !Lütfi Çıldır sırtında saplı bıçakla arkasında koşarken bıcak kaya kaya ciğere kadar işler.Yaralı bir şekilde yere yıkılır kalır.
Belkız ın Annesinin ikinci Eşi ;Babalığı Rahmetli Adil Erenoğlu,na ; Adil Ağa damadın Lütfi Çıldırı bıçakladılar derler .Emirdağ'ında ilk taksi ondadır . Rahmetli Lütfi Çıldırı otomobiline alıp Afyon,a hastaneye yetiştirir ama çok kan kaybetmiştir.Hastanede vefat eder.Cenazesini Emirdağına getirirler.
Talihsiz Belkızın ömrü ağıtlarla acıyla geçer bu eşine de ağıt yakar.
Evlerinin önü bir ince susa.
Kipriği ucunda kaşları kısa,
Şimdi duyar gelir Gardaşı Musa.
Gurbanlar oluyum Lütfi Eşime .Gene daş bağladım döşüme.
Evimizin önü bir üzüm susa.
Lütfide geliyo kan kuşa kusa.
Gayınlarım beni beni bellermisiniz.
Hepinizde bir olup hoylarmısınız
Yorumlar
Yorum Gönder