ZALIM POYRAZ VE HİKAYESİ - 6 -

ZALIM POYRAZ HİKAYESİ

YIL 1954  De yükü sırtıma aldım.Babasının servet değerinde 35 bin TL.Öşür borcunu ödeyen babam'a,1947 de Davarın kırılması ,elindekileri  avcundakileri bir anda kaybetmek çok koydu,Şeker hastalığı iyice azdı.

Anam'ın" oğlum ev sana bakıyo"demesi ile çalışma hayatına atılmıştım.Çalışmaya mecburum;Bir iki yıl Tamircilik,Şöfor,luk , Yunak , Denizli Çivril Çıtak  (Kürtlerin Tevfik in hikayesi ,ağıdı ) Döverbiçer  ,bir sonraki sene Kayseri  Aşağı köylerin Biçer işi bitti.

Emirdağına gelince hemen bir takım elbise aldım,elbiseyi haftadan haftaya giyer ,haftayı zor getirirdik.Her hafta bir nişan düğün olurdu,birkaç arkadaş nişana gider,kız oynatan Tefçi kadın vardı,ona ''Saniye  abla şu kızı oynatırmısın derdik''oynatırdı ;Tef'ine 2,5 -5 lira atardık.İşte böyle oldu,nişana gittiğimizde kızları seyrederken içlerinden bir güzele tutuldum, nişanda oyuna kaldırdığımız kız da bizi beğenmiş,öyleki!Haber göndermiş evlenmeyi bile düşünecek kadar sevdalanıp "Dünür salsın ,beni alsın diye ",İşte o an benimde yüreğime ateş düştü,o gece uyuyamadım ,sabahı zor ettim,beni ayaklarımı kızın evlerinin oraya çeken çok güzel ,tarifi zor bir duygu başladı.Kalkıp giyindim,kendimi kızın evlerinin önünde buldum,o da beni görüp elinde bakracı çeşmeye suya geldi.Elimi yıkama bahanesiyle çeşmeye yanına vardım,bir heyecan sardı ;Hiçbirşey söyleyemedim!Sanki nutkum tutuldu,kız mutlaka iki kelimede olsa bir şey dememi bekliyodu; Ama gel gör ki,nerden çıktı bu heyecan kendime çok kızdım ,çok üzüldüm ,kıza mahcup oldum.Çevredekiler anlamasın diye hiçbirşey konuşamadan  Testi,ye suyu doldurup gitti.Artık birbirimize el işareti ile bir şeyler anlatmaya ve işareti sıklaştırmaya başladık,konuşmak için cesaretimi topladım,söyleyeceklerimi ezberledim,bu arada kimseler duymasın görmesin kıza ağbileri ailesi eziyet ederler diye fazlada belli etmemeye çalışıyorum,bir gün sonra gene çeşmeye geldi,yanına vardım,''Seninlen konuşmak istiyorum''dedim.Kafasını kaldırmadan gülerek ''Allah canını alsın benimle ne konuşacaksın ''dedi?Bu bana daha fazla cesaret verdi,gururumla oynadı,suyu doldurup giderken arkasından yetiştim!Bu gece saat 1,5-2 gibi ön cama varacağım dedim!Gene bana küfürler yağdırdı,iyice kafaya koydum reddettikçe daha fazla üzerine gitmek ,söz almak istiyorum,ne yapıp edip gece yarısı pencereye dikilecem .Gece o saati bekledim,gelip geçiyorum ,umudu kesip çıkmayacak derken pencereden bir kibrit yandı,bende karşılık verdim ;Ondan sonra işaretimiz hep kibrit oldu.Cama yaklaştım,cam açıldı oda yatmamış ,heyecenla beklemiş,''Kız bana niye kötü davrandın ''dediğimde ,''gözün ne kara Çeşme'de etrafta kimse yokmuş gibi senlen konuşacağım, birde beni takip ediyosun arkamızdan bakıyolardı,''gerçekten derlerya cahilin gözünde perde var diye,böyle sürüp gidiyo.

TÜRKMENKÖYLÜ KEL TAHİR GILDOLAĞIN AĞIDI

Biçer sezonu bitti gene tamirhaneyi açtım. Gelen araçları tamir ediyom emeğimin karşılığını istiyemiyom. "Halis Efendi harmana, pancara..." diyen gidiyo. Fesile halamın evi bizim tamirhane'nin üstündeydi. O ara, Halam'ın kocası rahmetli Hayri Koyuncu enişte bir tane 5 tonluk Morris kamyon almış, geldi bakım yapıyoz. "Ne yapıyon kayınoğlan? İşlerin nasıl?" diye sordu. Ben de "Enişte, iş yaptıranlar Harman'a falan deyip para vermiyolar, yüzümün yumuşaklığından isteyemiyom da, ben de kapatıp biçere gidiyom." dedim. O da "Farkındayım...Bu arabayı çalıştır, sen de ye ben de yeyim." dedi. "Nerde çalışacağız?" dedim. Kütahya yoluna kum çekiyolarmış. Dükkanı 1954'te kapadım, haydi Eskişehir'e. Rahmetli Karaduman'ın (Arif Sayın) da Ağustin kamyonu var. İlk açık araba ilen Kütahya yolunun kumunu çekmeye başladık. Kütahya-Eskişehir yolu asfalt olacakmış. Üç beş arkadaş Tunalı Mahallesi'nde bir yer tuttuk. Birer somya (karyola) aldık. Hayri Enişte yemeğimizi yapıyo. Sabah kalktıkmı Köprübaşı'na amele almaya giderdik. Beşer amele alırdık. Musaözü'ne varmadan fidanlığın üstündeki tepeler hep kumdağı idi. Kumu oradan alıp yola boşaltıp geliyoz. O zamanlar amele kumu küreklen yükler boşaltırdı. Sivrihisar'lı arkadaşlar da var. 

Eskişehir'in Salebi meşhur. Salep simit yiyom, birşey dikkatimi çekti. Yaşlı bir adam hangi arabaya çıksa şoför bi yandan, ameleler bi yandan "Bir de senle mi uğraşacağız?" deyip azarlayıp indiriyolar. Fakirmi fakir, üzerinde eski bir delme pantolan ve Macir lastiği var. Yüreğim dayanmadı. Benim arabadaki amelelere "Biriniz öbür Sivrihisar'lıların Cemse'ye  çıksın,  ona  geçin;Amca sen  benim arabaya çık." dedim. Bizdeki ameleler "Bu nasıl çalışacak?" diye isyan ettiler. "Onun yerine ben çalışacağım." dedim, sesi kestiler. Kum ocağına vardık. Bizim amca beni de kendisini de küçük düşürmüyo, onlardan fazla çalışıyo, yüzümü kara çıkartmıyo. Gençlerden fazla kürek sallıyo. Yolun bir yanına kumu sıralayıp gidiyoz. Musaözü'nü geçtik. Nemli Köyü'nün yukarısından dereden alıyoruz kumu. Yemek molası vedik. Amca'ya ilham geldi. Elini kulağına koydu,  GILDOLAĞIN ağıdını okudu. Yıl1955-1956. Çok yanık ve güzel okudu. Sesi de çok güzel. Tüm çalışanları, şöfor arkadaşları duygulandırdı. Karaduman(Arif Sayın) da "Dayı ne imiş, ne kadar yanık söylüyo." diye kamyondan indirdiklerine pişman oldular.


GILDOLAĞIN AĞIDI

Yaralıyım aman beyler yaralı, 

Beni vuran Gara Seyit nereli, Garacalarlı, 

Almış düldülünü bakıyo düze, 

Emmiye kız vermek düşmedi bize, 

İki Gupey düşmüş bir goygun ize, 

Süre süre üstümüze getirdi, onu vurdurdu. 


Büyüt mehmet ağam güssünü büyüt, (Macar gızı)

Varmı sülalende böyle bir yiğit, 


Vurdu da gediyo şu Gara Seyit, 

Alınan avlandım, ona yanarım, yol bulamadım. 


Gıldolağın eğlencesi garadaş, 

Ne anam var ne babam var ne gardaş, 

Tekli martin olsun bana arkadaş, 

Alınan avlandım ona yanarım, yol bulamadım. 


Ceviz dalı gibi saklanamadım,

Mavzerim omzumda davranamadım,

Dostum düşman imiş ben bilemedim,

Alınan avlandım ona yanarım,yol bulamadım.


Arabaya binmiş ayağı yerde, 

Kanlı feceresi yüzüne perde, 

Amanın gomşular gençlik var serde, 

Ben bir ela gözlü yardan ayrıldım, 

Alınan avlandım ona yanarım, yol bulamadım. 


Amanın emmiler düştüm ben derde,

Kanlı feceresi yüzüne perde,

Kınaman emmiler gençlik var serde,

Ben bir ela gözlü yarden ayrıldım.


Benimle sürekli geldi çalıştı. "Amca kimsen yok mu?" dedim. Bana iyice güvenmiş olmalı ki derdini açtı. "Oğlum ben mapushaneden çıktım. Güveççili Ağa Lafçıoğlu'nu öldürdüm. Benim horantaya sarkıntılık yapmış. 'İşi yok gücü yok, bu adam sana ne verir?' demiş.Bana da Türkmenköylü Kel Tahir derler, çalışmaya mecburum..." dedi. Bizim küçüklüğümüzde Halit Ağa'nın otelin olduğu yer boşluktu. Oradan Afyon'a otobüsler kalkardı. Bir yörük, bir yörüğü otobüsün etrafında bıçaklayarak öldürdü derlerdi. Meğer öldüren bu Amcaymış. Tahir Amca ilen ölene kadar ahbaplığımız devam etti. Ölmeden önce meydanda görmüştüm. Giyimi kuşamı düzgündü. Beni görünce sarıldı, "Oğlum, Avrupa'ya gettim, zengin oldum, yeğenlerim de burada Market işletiyolar." dedi. Birgün yeni Mahalle Camisi'ne geldi. "Tahir Emmi hoş geldin bizim Camiye."  dedim. "Halis Efendi kendimi heç beğenmiyom, eş dost ile helalleşmeye geldim." dedi. 

1970'li yıllar, av sezonunun kapanışını yapıyoz. Avcıları topladım, münübüse doldurdum. Eski Gömü'nün üst tarafına gittik. Diğer avcılar uzaklaştı. Ben eteklerde hürmeten Kara Seyit Dayı (Gara Seyit Anam tarafından dayım olur)  ile dolandım.  Münübüsün yanına geldik. Kapısını açtım, battaniye var, onu aldım çam ağacının birinin altına serdim. Mezeleri düzdüm. Birer bardak  doldurdum "Dayı şerefe." dedim, "Şerefine yeğen." dedi. İkinci kadehte gevşedim. Elimi kulağıma aldım, aklıma geldi, Gıldolağın Ağıdını okudum. Gara Seyit Dayı çok ağladı "Halis Yeğenim çok yanık ve güzel okuyon, kimden öğrendin?" diye sordu. Ben de anlattım, "Bi de Gıldolağı senin vurduğunu söyledi." dedim. Bana "Söyledi mi? Vay Kel Domuz vay!" dedi ve doğruladı.

Sürekli Emirdağının yolunu gözlüyom varıncada doğru kıza koşuyom,gelecek güzel günlerden bahsediyoz,birbirimiz ne kadar sevdiğimizi söylüyoz,beni ne zaman isteteceksin demeye başladı.Emirdağ küçük ,herkes birbirini tanıyo,ne kadar saklasak ta bizim sevdamız duyuldu .

Özellikle anam ,Lütfi ağbim, Telgız yengem istemiyolar!Siz istemezseniz  çalışıp evlilik paramı kazanıp , gerekirse kaçıracağım diyorum.Hiç tınmıyolar.

Bana "sevdiğin kız Bohçasını alıp Abdülkadir Kalender dayınlara gelmiş" !Kimse duymadan evlerine gönderdik dediler! Ana Ağbi nasıl yaparsınız niye gönderdiniz diye biraz sert ses tonuyla bağırmışım?Anam" sus saygılı ol , Cahilsiniz her işin yolu yordamı var;Nasipse olur ,arada tatsızlık olmasın diye kızı geri savuşturduk"  dediler.Çok sinirlendim kapıyı çarpıp çıktım.Meğer Abdülkadir dayım da anam ile bir olmuşlar  istemezmiş.Bahçe kapısından dışarı çıktım .Mustafa ' Ali Çıldır yeğenlerimin bahçe Kapısının yanında Boşnakgızı yengem Abdülkadir dayımların evi var.Dayım da kapıya yeni çıkmış ,ben o sinirle seslenmedim ; bana "Halis gardaşım" diye  seslendi ; Bende" buyur dayı diye yanına vardım".Açtı ağzını beni vaz geçirmek için ne diller döküyo! Kulağımın birinden giriyo öbüründen çıkıyo , duymuyorum.Saygı gereği dinledim " Dayı hadi Allaha ısmarladık diye yanından ayrıldım".Tek başıma kaldığımı , maddi manevi yanımda kimsenin olmadığını , onun verdiği yalnızlık duygusu ile hepsine küsüp eve bir haftadan fazla gitmedim.Doluya koyuyom almıyo, boşa koyuyom dolmuyo; Teselliyi şişede arıyorum.Şimdiki kayınbiraderim İhsan Ateş lerin evde kaldım; Taksisi vardı , sevdiğim kıza onun taksisi ile  dolaşırdık. Bir ara başka arkadaşımın Evlerinde kalıyom.

Kız Emirdağ'ında gördüğü yerde işareti konduruyo,bende umutsuzca çaresizce ister istemez karşılık veriyorum.Anam beni çağırtmış gitmedim.Bir iki gün sonra araya hatırını kıramayacağım biri ile eve gelsin konuşalım  diye haber göndermiş.Bir umutla yanına vardım.Gene başladı bende senin evladını ölmeden kucağıma almak istemem mi? Allah yazdıysa bizim dilimiz tutulur evet deriz, yazmadıysa elden ne gelir , baban hasta biliyosun, sen olmasan bize kim bakacak , sen benim son göz ağrım sarı oğlumsun deyip yumuşatıp gönlümü almaya çalışıyo.Anam bir yönden  haklı ,gerçeklerden kaçılmıyo.

Tahir emmi gibi bende Çalışmaya mecburum,sevdiğim kız aklıma geliyo,ev yok,askerlik var,baba hasta çalışamıyo.Fırsat buldukça Emirdağı'na kaçıyom,sevdiğim kız yolumu gözlüyo,benim de her an sevdiğim kız aklımda.

Kütahya yolunu bitirdik ,biçer zamanı geldi,zaten kime çalışmaya girsem biçer zamanı bana müsaade etmesi için pazarlık yapardım,biçerden daha çok kazanılıyodu,kazanıp bir an önce sevdiğim kıza dünür gönderecektim.İşim bittiğinde biçeri temizler yağlar sahibine teslim eder parayı alırdım.Gene biçer işi bitti Emirdağı'na vardım.Bi açık araba'ynan aşağı köylerden ofise buğday çekiyoruz.Sabaha karşı yüklü ofisin önüne vardım ,sıraya girdim ,şöfor mahalline uzandım ,iki tekerlekli,yalkı ,iki de öküzü ,üzerinde artmak ,buğday çuvalları ,çuvalın üstüne çökmüş Amcam; Bi güzel söylüyo,yanına varsam susacak .Türkü bitene kadar varmadım, bu Türküyü,Urfada askerlik yaparken ,Karacalardaki sevdiğine yakmış.


GARACALAR DERLER BİR ÖZÜN İÇİ(Kepazenin Nuri)+(Halis Erenoğlu) 

 

(Ulaş Kurtuluş Ünlü Derledi)


Garacalar derler bir özü içi, 

Güzel gelinlerin sallanır saçı, 

Nazlı yarim gene ayrılık başladı, 

Gediyom gurbete yükledim göçü. 

 

Emirdağı şu urfanın arası,   

Emirdağın ardın göl garabası, 

Muradımı alamadım dünyamda , 

Gene açıldı yüreğimin yarası ,goygun yarası. 

 

Ben Horandan geliyodum yalınız,

Bende seni seviyodum gadın gız,

Anan seni suya salsın yalınız,

Arkadaşın ben olayım Gadın gız,


Yol üstünde sarı çiçek mezedir, 

Ela göze sürme çekmek cezadır, 

Gelinin yanağı gülden tazedir, 

Öpmeye kıyamam iz olur diye, 

  

Eberin gölünden yükledim gamış, 

O yar ellerini beline gomuş, 

Dünür saldım zalım anan vermemiş,    

Bacımın oğluna söz verdim demiş. 

 

Türkü bitti yanına vardım,İki tekerlekli Yalkı'ya iki Artmak buğday atmış,iki Öküz yalkının başında geviş getiriyo,kendide Artmakların üstünde oturuyo.Selamünaleyküm çektim .Hemen toparlandı,Aleyküm selam dedi, pek yanık söyledin maşallah Dayı sana kim derler dedim?.Bana KARACALARLI KEPAZENİN NURİ DERLER ,anamın anası Karacalarlı bende sizin yeğeninizim dedim.Anamı söyler söylemez Hacca Bibimin oğlumusun ?Bu merhaba ölene kadar devam etti.(DÜZELTME)ÖNCEKİ YAZIMDA ZALIM POYRAZ,IN ikinci kıtası olan dörtlük Emirdağı şu Urfanın arası diye başlayan dörtlük için ,dikkatsizce ,BABAMIN diye yazmıştım,bende öyle biliyodum, uyarması ile Bu sözlerin Karacalarlı KEPAZENİN NURİ,YE AİT olduğunu .KEPAZENİN NURİNİN bu Türküyü,İskenderun, URFADA bir eli çolak olduğu için  kısa dönem  Askerlik yaparken Sevdiğine Yaktığını "Karacalar derler biz özün içi Türküsüne ait o türkünün  sözleri olduğunu düzeltmemi istedi. Herkesten özür diliyorum.(Selahattin Erenoğlu).

 Bazen bir Düğünde Toplantıda bulunurduk,yeğen seninde sesin çok güzel, çokta yayla Türküsü biliyon sende bi söyle derdi,söylerdim.

İlk hanımı öldü,ikinci hanımını alırken çok yardımcı oldum.Aslanlı'lı ( Köy'ü)öğretmen arkadaşın bacısını aldık.Sağ olsun kendide evlatlarıda ikinci hanımına çok iyi baktılar.Hacıya gitti geldi,Halis yeğenim hacı oldum dedi elinin içini öptüm hatta çolak elini.Sonradan fazla yaşamadı.

Cahillikten herhalde o zaman ki gençler başka mahallenin gencini ne Bulgur'a ne nişan,a düğüne geldiğini istemezdi.Güya kızlarını korurlardı.Arkadaşım(Celil Karaca)Halis bu gece bizim evde Bulgur çekilecek,seninkide gelecek,akşam erken gel yemeği bizde yeriz,bir odada kızla konuşursun,anama söyledim oda seni çok seviyo,gelsin dedi.Kızın evi de yanlarında .Can atarak vardım biz kızla bir odada konuşuyoruz o bana ; ne zaman kavuşacağız?Artık bitsin yeter bu ayrılık demeye başladı ,bende ben Şehirde iken  Dayımlara gelmişsin, çok özür dilerim ,tatlılıkla olsun araya kavga dövüş girmesin herşey usulüne uygun olsun diye seni geri göndermişler ,inan bende çok  istiyorum ama şartlarım ağır çalışmam para biriktirmem lazım,az kaldı İstanbul'da kamyonla taş,kum mıcır,tuğla çekim işi var yeğmeyesi şu kadar diyo arkadaşlar o işide bitireyim kesinlikle dünür salacağım,diye konuşurken,salonda bulgur değirmenleri kurulmuş,onun gürültüsünün dışında,kapıdan kalabalık gürültüsü gelmeye başladı,arkadaş girip çıkıp bana haber getiriyo,kapıdaki gençler benim evde olduğumu öğrenmişler,tepkilerini eve karşı küfürler ,tehditler savurarak "Ulan Halis çık kapıya senden sonra erkek yokmu"?Sonra ev sahibine sesleniyolar camı çerçeveyi indirmeden Halis'i çıkarın dışarı diyolar,sevdiğim kız "Halis sakın çıkma seni döverler dayanamam "diyo,ben arkadaşıma benim yüzümden size zarar gelmesini istemem,diye kapıya çıktım,gençler üzerime doğru gelmeye başladılar,sopayı yiyeceğiz ama bende bir kaç vururum diyorum,hiç ummazdım birisi "Ulan Halis,e bi dokunun sizi söyle böyle yaparım dedi,küfür etti"O kişiden çekinirlermiş, Mekanı Cennet  olsun.Askerliğini Sıhhıye olarak  yapmış,Emirdağ'ında iğne vururdu,çok onurlu biriydi.Allah razı olsun Kırpıklar'ın Raif amca kurtardı,bana hiçbirşey diyemediler.Allah nur içinde yatırsın beni evimizin yanına kadar getirdi.Bende ölene kadar saydım.Geceleri Gacerli ye sevdiğim kıza birlikte gittiğimiz(Ekmekçi Tahir'in Ceylan, Hafız Nuri, Abaza Nihat Karaca, Ahmet Kantarcı , Aşçı Kazım , şu anki Kayınbiraderim İhsan Ateş( Badak)  arkadaşlardan  biri; Akşam sana bişeyler yapmaya çalışmışlar filanca ağbi seni korumuş,şimden sonra beraber gidelim beni kim olduğumu iyi bilirler,inanın gençlikte kanı deli atıyo,gözü kör oluyo,gözü bağlı danaya benziyo,onlar gelmesin dedikçe üzerine düşüyom.Evlerinin karşısında bulgur çekilecek haberini aldım,beni bilirler diyen arkadaşa vardım,sucuk dolduruyolar,patronu çok delikanlı bir insandı,beni görünce "anlaşıldı,ben geri kalan işleri yaparım,sen arkadaşını kırma",birde hiç unutmam bir teke bıçağın ucuna mantar soktu,bunuda yanınıza alın birde harçlık verdi yolcu etti.Salonda bulgur çekiliyo,biz kapıya durduk seyrediyoruz,birden karşıya kalabalık yığıldı,haber gönderdiler orayı terket ,delikanlısın orda sevdiğim kız var terkedilirmi?


Yeşil yapraklara iba düşmemi,

Yarinden ayrılan dağlar aşmamı,

Banada diyorlar vazgeç yarinden,

Ben yarden ayrılsam el gülüşmemi.


Birde tek değilim,arkadaşımın yanında teke bıçağı da var,ben onlarla dalaşırken bizim arkadaşı göremedim !Hiç olmasa bıçağı bari bana bıraksa ,neyse ucunda ölümde olsa kaçmıyom geldiler,birbirimizle vuruşmaya başladık.Karşı taraf kalabalık epey hırpalandık.

Emirdağında eskiden büyüğe saygı çoktu,bulgur çekilen evin etrafında yaşlı bir adam dolaşırken gürültüyü duymuş,ulan terbiyesiz adamlar siz varsınız diye bu mahalleye kimse gelmeyecekmi  haydin dağılın bakıyım dedi,hepside o zamanın verdiği saygıyla terbiyeyle dağılmaya başladılar,neyse Allah rahmet eylesin amcanın sayesinde ucuz atlattık.Çok ağrıma gitti eve vardım Yüklükte bir silahımız vardı.Anamdan evdekilerden habersiz aldım gerisin geri vardım kalabalığın üstüne doğru birer ateş ettim,çil yavrusu gibi dağıldılar,o zamanlar kazanın asayişini Jandarma sağlıyodu ,silah sesine jandarma yetişti,amca karısı yaklaştı; Rahmetli Gara Halil'in (AVCI) Hanımı Elmas Yengem,"Jandarma geliyo ver şunu bana" dedi verdim,silah,ı öğnüğünün altına koydu,bana kalsa teslim edecektim.Jandarma gelince kalabalık tekrar çoğaldı,beni gösterdiler,iki Jandarma aramaya başladı,başlarındaki Onbaşı beni tanıdı köfte dükkanına gelir şarap içerdik,genç Jandarmalar yürü karakola diyodu,onların aralarında gitmek ağrıma gidiyo,ben varırım dedim;Onbaşı da bırakın o gelir dedi ,arkalarından karakola vardım.Onbaşı'yla sohbet ettik ,bana nasihat verdi,ayrıldım .O gece tekrar kızın oraya gittim Bulgur dağılmış,bir türkü tuturdum,geldiğimi belli etmem için. O ara Kayınbiraderim olacak İhsan Ateş' i askere uğurladık.

Bir taraftan kızın ailesi özellikle annesi bizimkilerin istemediğini duymuş,seni başkasına vereceğim,ona yar etmeyeceğim demeye başlamış.Soğukluk başladı.

Kütahya yolunun kumunu bitirdik.Alpu yolundaki su kanallarına çalıştık.Çalıştığımız şirket kamyonların parasını kesti,işi bırakıp ver elini Yalova üzerinden İstanbula Altay sinemasının karşısında taşlı tarlada bir yer tuttuk,bütün taş,kum,çakıl,tuğla ocakları Küçük köyün olduğu yerde,ordan İstanbul'un içine taş kum mıcır tuğla çakiyoduk,akşamları topkapıda durak yapıyom,Çorlu'ya,Silivri'ye,Soğan,a Kavun,a gidiyorum.

Çiftelerli şöfor Ahmet Kıymalıoğlu,Osman'ın Bedford,u çalıştırır ;Hanımı Zeliha bizim yemeğimizi yapardı,aynı zaman da çok güzel fala bakardı,ben pek inanmazdım.Sabah kalktım işe gidiyom sen benim falıma inanmıyosun fallamayacaksın,sevdiğin kız'ı alamayacaksın ''aklında olmayan birisiylen evleneceksin dedi.Taşlıtarladan Topkapıya gelirken Ersanlar Koll,Şti.Diye bir Fabrika vardı Küçükköy-Taşlıtarla-Topçular-Rami-Kadın işçileri toplar Fabrikaya sabah getirir akşam  dağıtırdım. Elli lira alırdım.O kadın işçilerin tamamına yakını Galatasaraylı idiler ,benide  zornan Galatasaray'lı yaptılar.Sabah işe gidiyorum; Zeliha abla bir şey daha diyeyim;Yarın sabah Ezan'ı okunurken Emirdağ'ında olacaksın" dedi.Güldüm geçtim! Neyse işe gittim Mıcır yükledim.Yolda  araba arıza yaptı,Poyra dağıttı, parçayı söktüm. Sirkeci'ye indim,parçayı aldım .Emirdağ'lıların mekanı Asmalı kahveye bi uğrayayım dedim,baktım arabanın sahibi Hayri enişte oturuyo!Şaşırdım! Yanına vardım ;Enişte"  hoş geldin neye  geldin "dedim? Niçin geldiğini söylemedi .Hoş  beşten sonra ben poyrayı takayım,sen bi Emirdağı'nı dolan gel dedi.Hayrola enişte !Emirdağı'nda bir terslik Ölen kalan mı var ?Dediysemde,sen bi var dedi.Epey meraklandım, karşıda Konya'ya otobüsler kalkıyo biletimi aldım,gece bindim endişe ve korku içinde  Emirdağı'nda bizim evlerin yanında indim.Ali Hoca sabah ezanını okuyo; Zeliha ablanın falı aklıma geldi.Rahmetli Hamdi Kalender Dayım Anamın kucağında ölmüş, Anam o acıyla   kendini Lütfi Ağbim'lerin Camdan aşağı atmış,Anam kafayı bozmuş .Şadan ablam" (Kuşmuyudun pencereden uçacak,Delimiydin sen evinden kaçacak )"diye ağıt yakmış.Yanına vardım beni tanımıyo."Ana ben Halis,im diyom"." Halis biçere gitti sen değilsin" diyo.Ağbim akrabalar haydi nerde derin Hoca var ona götürmüşler! Kadıkuyusu''na tavsiye üzerine götürüyoz ama hiç faydası olmadığı gibi daha kötüye gidiyo.Prof.Esat Erenoğlu ağbi Emirdağ'a gelmiş karşılaştık ; Oğlum  Hacca yengemin işi Hacı Hoca işi değil 'ben İstanbul Guraba hastanesi'ndeyim, Adil Amcamla da konuş  oraya getirin dedi.

Daha öncede hocaya götürmüşler okuya okuya zılla delirtmişler.

Akşam kızın yanına uğradım durumu anlattım,omuzuma bi ton yük daha yüklendi sanki .Sen benimle dalga geçiyosun beni başkasına verecekler,kaçır beni diye sızlanıp duruyo,çıldıracağım babam hastayken birde Anam çıktı!Karar verdik  anam'ı İstanbul'a götüreceğiz ,mecbur Taksi tutmamız lazım,fakat Emirdağı'nda hep cip var,köye zor gidiyo!Eskişehire gidip taksi tutayım diye düşünürken,bir gün ne göreyim!Çakalın Ceylan Çelik ağbi  İstanbul plakalı ,siyah damalı taksimetresi olan bir Doodge taksi ile Emirdağ meydanın da  geziyo,durduğu yere vardım.Ceylan ağbi hoşgeldin dedim,hoşbulduk dayıoğlu dedi.İstanbulda iki kamyon ile bir firmada çalıştığını duymuştum! Taksicilik mi yapıyon dedim?Dayıoğlu kamyonun birini verdim önden bu taksiyi aldım,gel Emirdağı'nı gezdireyim dedi.Ağbi boşmu gideceksin demeye fırsat kalmadan ,"Halis istanbulda çalıştığını duydum yarın gideceğim  gidersen götüreyim"Hacca abanın(Anneyin)durumu nasıl oldu? Dedi;?Bende Esat ağbi İstanbul'a getirin dedi ,bende Taksiye bakıyodum ağbi" ;Ne luzum var ben yarın gidiyom hazırlanın sabah yola çıkalım deyince sevinerek eve geldim. Babam Annemin yanında hiç aralaşmıyo.Baba İstanbul,dan Çakal'ın Ceylan Taksiyle gelmiş ,konuştum sabah bizi götürecek dedim.Babam oğlum çok iyi denk geldi deyip oda sevindi.Yengem'e Abam'a" Gızım ananızı hazırla" Bizde hazırlanalım , sabah Ceylan gelir dedi. Sabah rahmetli Ceylan geldi ;Annemi bindirdik,yola revan olduk .Anam hiç konuşmuyo,camdan  sola bakına bakına,istanbula vardık.Esat Ağbi Amerikan hastanesinde dediler ;Ceylan ağbi biliyomuş Hastaneye vardık oradan da yenice ayrıldı dediler.Guraba hastanesinde bizi Esat ağbiye teslim etti.Mekanı Cennet olsun Ağbi borcumuz diye sordum? Ne borcu Dayım'oğlu nasılolsa gelecektim Hacca yengem iyi olsun bişey istemem  dedi para almadı.Esat ağbi de bekliyomuş .Mine hanım diye bir görevliye bu benim  Amcam'ın hanımı size teslim ediyorum  dedi, asansörle bizi odasına çıkardılar .Anam,ı Guraba  Asabiye servisine yatırdı.Vedalaşacağız ,elini öpmek için yanına vardım ;Allaha ısmarladık Ana deyip elini öpmek için , elimi uzattım ; Baktım tepki vermiyo , Gene Ana ben Halis'im  dedim.Rahmetli Halis Biçer'e gitti sen değilsin diye  bir tokat attı ,gözlerimde çıngısı çıktı.Anam iyi olmayacak herhalde diye başladım ağlamaya; Mine hanım ağlama evladım" Esat beyin sayesinde  bir daha geldiğinde göreceksin  Annen iyileşecek" merak etme dedi teselli etti.Babamla  Haydarpaşa'ya  trenle Eskişehir'e ordanda Emirdağı'na geldik.Ali Çil Rahmetlinin ızgara dükkanında iki arkadaş içtik gece bir ikiyi bekledik,kızın evine vardık.Kibrit'i çaldım kızda perdeyi yarı araladı oda kibrik çaldı,camın altına vardım,"ille beni götür" diyo ,ar yiğidi gor meydanda,seni nasıl gaçırayım?Anam istanbul'da hastahaneye yatırdım,demezlermi ?Anası hasta buda kendi zevki sefasında ,kendi derdinde,hastaneden bi çıksın ne olur umudunu yitirme.Beni verecekler haberin ola dedi,içimden yüreğimden bişeyler koptu ,içime sancı girdi,o gece soğukta poyraz çeltelere öyle bir vuruyo ki ıslık çalıyo ,gıcılıyo,içim yanıyo soğuk nekine,etkilemiyo bile.  

Allaha beni sevdiğimden ayırma ,başkasına yar etme ,beni sevdime kavuşturursan 7 sene yıl orucu 3 aylar orucu tutacağım diye içimden dua ediyom.

İşten aştan herşeyden kesildim,kendimi Gadir ağanın lokantaya atıyom.Alkol'le kendimi teselli etmeye çalışıyorum.

"Hacı Hafız” derdim! “Hafızı gitti Vız’ı kaldı.” derdi. Aynı lokantada Abaza( Nihat Karaca), Ahmet Kantarcı, Ekmekçi Tahir’in Ceylan, Haydar Yardımcı  ,Hafız Nuri birkaç kişi içiyoruz. 

Ben yokken sevdiğim kız arkadaşların önüne çıkıyo beni götürmüyo;," Söyleyin Halis' e beni götürsün"dermiş! Lokantada iken şöfor arkadaş kapıdan girdi buyur ettik,masaya oturdu,servis yapıldı iki bardak aldı,bana bişeyler söyleyeceğini,alkolun etkisiyle " arkadaşım sen kabul edersen biz seninkini sana kaçıracağız",Lokantada çalışan iki arkadaş daha var onlarında kulağı bizde imiş,onlarda ona destek oldular, ben ısrarla durun olmaz diyorum,kötülüklen olmasın,güzelliklen olsun diyorum,onlar olacak diyor,artık lokantanın dağılma zamanı,müşteri azaldı onlarda oturdu iç bakalım,baktım üzerime çok geldiler, ellerinden kurtuluş yok,peki dedim,kalktık, Akali'nin tekel bayi dükkanına vardık dört tane ikiyüzkırk kuruşluk kirtikli ufak rakı yarım kilo leblebi,leblebileri ceplere ,artık kız kaçırmaya gidiyoruz. 

Lokantadan kızın evine kaç saatte vardığımızı hatırlamıyom. 


Ogünlerde Karacaoğlandan 

Nişlersinde deli gönül nişlersin, 

Aşar gider dost bağında kışlarsın, 

Taze gelin genç kızlardan başlarsın, 

Ben senin derdini çekemem gönül. 

  

Allı gelin kınalamış elini, 

Yürü güzel göreyim ince belini, 

O borda kapının topak gelini, 

Yürüdükçe öldürüyon sen beni. 

  

Ferdedir dağların kekliği ferde, 

Sen beni düşürdün bu zalım derde, 

Meğerimde hiç aklımda yoğudi, 

Pencere bekledim Dipide karda. 

  

Karacaoğlan derki buda ne imiş, 

Gönül kimi sevse güzel o imiş, 

Armudun eyisini ayı yerimiş, 

Banamıydı senin garazin felek. 

  

Karacaoğlan derki ezelden ezel, 

Kesildi kefenim kazıldı mezer, 

Ellere yar verdin gol gola gezer, 

Banamıydı senin garazin felek. 

  

Değirmene vardım beygiri yüklü, 

O güzeli görenin zay olur aklı, 

Kendi küçük amma kırkbeş belikli, 

Güzel bana amca dedi neyleyim. 


 bunu söyledimmi benim geldiğimi anlar ,camın önüne otururdu,bende geçerken işaretimiz olan kibrit çakardım. 

Geç saatte vardık,ben işaretimi verdim,  kibrit yaktım onuda uyku tutmamış pencerede kibrit çaldı,deliğin (pencerenin)altına vardım,arkadaşlara siz bi kenarda gizlenin dedim ,ben kızın yanına girdim,ayakta duracak halim yok.

 “Hadi gidecez seni kaçırmaya geldik dedim,ayakta durmak için  duvara yaslanıyom. Kız gülerek  “Allah iyiliğini versin, ayakta duramıyon  bu halinle mi kaçıracaksın seninle nasıl gideyim.” dedi. Kız haklı. Kızın yanında ne kadar kaldığımı bilmiyom. Bana yardım etti dışarı çıkardı. Güya kızı kaçırmaya geldik.

" Kızım sen delimisin?

arkadaşların önüne çıkıyosun",Anam'ın durumunu biliyon,askerliğim yaklaşıyo ,bunuda açıklayayım başımı sokacak ev yok,umudun bittiği an başladı ağlamaya  

tabii bizde ağladık.Elime bi kağat verdi bişeyler yazmış. 


Yitirmiş Yarini HALİS AĞLIYO, 

jandarmalar kollarını bağlıyo, 

Zalım anan seni benden ayırdı, 

Bu ayrılık ciğerimi dağlıyo. 


Bir daş attım gümbürdesin gölümüz, 

Ben gediyom ıssız galsın eliniz, 

Senin anan deli benimki gahpe, 

Halis nasıl olur bizim halimiz. 


Bir taraftan gözlerinden sicim gibi yaş akıyo,benimde aynı.Yarın nişan,a gideceğiz gelirsin deyilmi ?Tabii gelirim dedim.  

Oradan çıktım ,vicdanım hiç rahat değil.Anam hastanede hiç aklımdan çıkmıyo.Bak bak Anası hasta Halis kendi sevdasına düştü derler,benim evlenmem imkansız gibi,düpedüz boşuna umut veriyom,dalga geçiyom diye kendi kendimi yeyip bitiriyorum.Arkadaşları hatırladım ;Sağa sola kızı kaçırmaya birlikte geldiğimiz  arkadaşlara bakıyom ,aramadık yer bırakmadım yoklar.Herhalde gitmişler diye sallana sallana gidiyom.Çalışmayan bir kuyu , onun kuru yalağında bi garaltı var , vardım bizim( Cebe'ler) .Bizimkiler koyun koyuna girmiş o Zahmarı soğuğunda  buz gibi havada uyku çekiyolar, çok güç uyandırdım. Görmesem  o soğukta  donup ölecekler. İçlerinde ilk Hafız Ağbi’yi uyandırdım, öbürleri tam sızmış. Hafız bir kalktı, baktı üst üste yatıyorlar korktu  “Ceylan sende mi öldün? Haydar sende mi? Len Ahmet, Abaza sende mi öldün? Len kız! Kaçarsan kaç, kaçmazsan senin yüzünden bu soğukta buzdan heykel olacaz!”. Kızın kafasıda duvardan görünüyo bize bakıyo. Hafız Ağbi’yi gördümmü “len kız” derdim gülerdi. 

Onlara yalan söyledim hazır değilmiş,hazırlandığında haber verecek,o zaman götüreceğim dedim başka türlü kurtuluş yok.Ertesi gün tarif ettiği nişana vardım,zaten tefçi kadın biliyo hemen cadıca çağırdı ,"Döne,yi oyuna çıkar Halis geldi" dedi,sağdıç çıkardı bir kızda karşısına çıkardı oynamaya başladılar Düz oyun ve gaydalama.Oyun bitti tefçi kadın tefini uzattı,bir beş kağat attık,ayrıldım.İşe gittim iki gün sonra geldim beni veriyolar ,bir yandan verildiğini istiyom acımı yüreğime gömerim diyom, ama lafını bile duymak istemiyom,içimi Türkülere döküyom kendimi avutuyom. 

Bu arada kızın Anası,Yengesi, Akrabaları kıza; Bunun anası deli gızım,seni isteyenler de ırahat edersin diye kafasını çelmeye çalışıyolar.


EMİRDAĞI VATANIMIZ ELİMİZ

( Ulaş Kurtuluş Ünlü) derledi.


Emirdağı vatanımız elimiz,

Ördek uçtu viran galdı gölümüz,

Zalım Anan seni bana vermezse

Erzincan eline dönsün eliniz, sizin eliniz.


Derken bir hafta sonra verdiler diye duydum,canım hiçbirşey istemiyo dünyadan elini çekmiş gibi oluyo,bacısı ile beni çağırttırmış,beni verdiler ne diyon dedi,hepsini saydım ağladı,ben ne yapacağımı şaşırmış vaziyette geziyom,deli divane gibiyim,havada buz mu buz kesiyo,poyraz gıcılıyo,yüreğe öyle bi acı düşüyoki!


 ZAHMARIDA AKAN SULAR DONMASIN

Zahmarıda akan sular donmasın

Beni yarden ayıranlar onmasın, 

Evlerinin önü kıral ağacı, 

Dallarına kuşlar dahi konmasın. 


Evlerinin önü iki dal kiraz,

Oturak altına dinlenek biraz,

Gadir mevlam bir güzelde bana yaz,

Almadan Gırmızı Pamuktan Beyaz.


Evlerinin önü harman yeridir,

Topuklu iskarpin usul yürüdür,usul yürüdür.

Sevdiğimde sen oradan geri dur,

Yolcuyum yolumdan eğleme beni de elettin beni.


Evlerinin sağ böğründe Fırın var,

Yıkılası Gacerlide Yarim var,Anam yarim var,

O yarimde beniyilen(Benimilen) kaçacak,

Evlerinde bir Muhannet gelin var,anam gelin var.


Başına bağlamış oyalı yazma,

Alırım sevdiğim ağlayıp gezme,ağlayıp gezme,

Yazdığın mektubu kahırlı yazma,

Okuyan bulunmaz dert olur bana,dert olur bana.


Aşağıdan gelen geline benzer,

Saçı kemanımın teline benzer,Teline benzer,

Eğer oda benim Nazlı yar ise,

Çiçekli yaylanın gülüne benzer,Gülüne benzer.


Sizin el ayrıda bizim el ayrı, 

Akaşamlar oluyo gidelim bayrı, 

Çeşmenin başına gel nazlı yarim, 

Bir daha yüzünü göreyim bayrı. 

  

 Bi taraftan da anam aklımda ,ne durumda,düzelecekmi yoksa gene kimseyi tanımayacakmı,diye meraklanıp duruyom,anamı ziyarete gitmem lazım.İstanbul'a Eskişehir'den trene bindim,aynı kompartımanda Rahmetli Terzi Raşit de vardı,sohbet ederek Haydarpaşa'ya vardık.Kadıköyden vapurla karşıya, oradan da Gureba hastanesine vardım.Bakıcı Mine hanım vardı beni gördü;

"Dur oğlum Anneni getireyim" dedi;Annemi asansörden indirdi,Annem beni görünce va yavrum hoş geldin! Kulaklarıma inanamıyom,oğlum hani  Emirdağ,ında goca Hakimler vardı ya,Vahit,Mehibe,Yaşar hep beni ziyarete geliyorlar ;Aha bak gine geliyolar dedi.Döndüm baktım üçüde geliyolar  ellerinden öptüm hoş beşten eskiden Emirdağında kaldıkları günlerden yayladan,sohbetten sonra,kendilerine teşekkür ettim,gittiler.

Annemin beni tanıması eski haline dönmesi beni çok sevindirdi,boşuna birkaç sene Hoca,ilenTekke ilen uğraşmısız.Esat ağbiye,içten teşekkürlerimi arz ederim,ayrıca bakıcı Mine hanımın da Annemde çok hakkı var nur içinde yatsın.Annem biraz daha kalacakmış,vedalaştım ayrıldım Emirdağ'ına geldim.Annemi anlatıyom çoğu inanmadı,gelince görürsünüz dedim.

Annem iyileşiyo,askerlik geliyo ,Zeliha ablanın falına iyice inanmaya başladım.  

Kör TAHİR KARACA rahmetli ortadan gaz pedallı 54 model otobüs kapatmış,şunu çalıştır dedi.Çalışmaya mecburum,Afyon,a gidip geliyom.Abaza Nihat Karaca rahmetli arkaya oda bindi ;Mavini çıkardı kendi mavinlik yapıyo.Kör Tahir terziliğini yapsın dediysede Abaza bırakmadı.Afyon'dan geldik Ali Çil in ızgara dükkanında Abaza ile içiyoz .Bir kız çocuğu seni" Döne  abam çağırıyo"dedi,;Kızım  beklemesin selam söyle o nede olsa verildi dedim,ısrarla çağırıyo deyince! ;Abaza birbirinizi kaç senedir seviyosunuz belki bişey söyleyecektir dedi,peki gelecem söyle .Abaza ilen gece yarısı gittik,ben gine kibrit çaktım, işaretini aldım deliğin altına vardığımda bana bir çama kağıt verdi.Al bunları oku da benim nasıl olduğumu öğren ,o zaman sokak lambaları doğru dürüst yanmıyo nerde okuyalım?Donnu'nun Kara Mehmet Seydi Koçer'lerin karşısındaki Handa gandil yanıyo,hana gittik,hancıya gandilin ışığında bişey okuyacağız dedik,okuyun oğlum dedi,içindeki sevgiyi,kara sevdayı,duyguyu ,yaşadığı ızdırabı olduğu gibi yazmış, 


Zorum neyidide yandım Halis,e 

Felekte gülmedi yar ikimize, 

Ben ne deyim zalım anam Ekiz,e, 

Beni gelin etmez subay Halis,e 

  

Bir adın Halis,te bir adın subay, 

Ben nazlı yarime kaçsamda ne var, 

Bu sevda yolunda ölsemde gitsem, 

Beni bu dünyada bir Halis anar. 

  

Yarim gider Eskişehir yoluna, 

Altın saatini takmış koluna, 

Benden selam söylen deli anasına, 

Beni gelin alsın Halis oğluna. 

  

Kesilmedik bağda olmamı üzüm, 

Halis asker olmuş vermezler izin, 

Şu zalım adama verirler beni, 

Ölsemde subayım sendedir gözüm. 

  

Yitirmiş yarini Halis ağlıyo, 

Jandarmalar kollarını bağlıyo, 

Gavur anam beni senden ayırdı, 

Bu ayrılık ciğerimi dağlıyo. 

  

Şu Emirdağında satılan tütün, 

Şube askerini topluyo bütün, 

Subay Halis asker olmuş gidiyo, 

Yari öksüz galmış,öteki yetim, 

  

Aktımıola GACERLİNİN çeşmesi 

Ne zorumuş sevip ele varması, 

Beni goyup bir kötüyü alması, 

Ölümdende zor geliyo yar bana, 

  

Badağın taksiye atmış kolunu, 

Buradan geçerken dönmüş yönünü, 

Sana diyom sana ey subay Halis, 

Anan hastalandı gırdı belimi. 

  

Elektrik ışığını yaksana, 

El ediyom bana doğru baksana, 

Sana diyom sana ey Lütfü ağbi, 

Halis gardaşına nişan taksana. 

  

  Sular akmayınan durulmaz ımış,

Gönül sevmeyinen yorulmaz ımış,

Bende biliyom nazlı yarin kalbini,

Benden başkasına yar olmaz ımış.

 

  Yarim kibar testilerden içmiyo, 

Buna sevda derler serden geçmiyo, 

Beni evlenemez kalırmı sandın, 

vakti gelmeyincer güller açmıyo. 

  

Çay deresinde ince kum idim, 

Daha Halis yarde benim ümidim, 

Pencerede gün düşmedik gül idim, 

Sevda düştü ılgıt ılgıt eridim. 

 

Kalın olur karadağın odunu,

Çeken bilir ayrılığın dadını,

Eğel senden evvel oğlum olursa,

Subay Halis koyacağım adını.


Emmim karısına diyorlar sultan,

Annen HACCA yarim bilmedi vardan,

Allah yazdıise alırsın yarim,

Allah yazmadıysa ne gelir elden.


Çok çaresizdim annesi,ağbileri çok baskı yapıp vermişler.Tekrar vardım herşeyi göze aldım kafa da çakır cesaret mangal gibi, kaçar diye nöbet tutuyolar,birbirimize girdik yapmayın ayırmayın dedilersede güzel bir sopa yedik,bağırtıya çağırtıya gürültüye Jandarmalar geldi.


İNCEDİRDE BENİM YARİM PEK İNCE


İncedirde benim yarim pek ince, 

Sardırmam ellere ben ölmeyince,

O yar ile bir araya gelince,

Samanlıklar (Seyran)Saray olur o gece ,anam o gece.


 Biliyodum bende onmadığımı,

Gül olup dallara gonmadığımı,

Ellerin beğenip almadığını,

Tuttu Gadir Mevlam bana eş etti,Can yoldaş etti.

  

Mezarımı kazın yolun sağına,

Yönünü dönderin Emirdağı,na Emirdağı,na,

Duydum nazlı yarim gelin gidiyo,

Ataş düştü ciğerimin bağına,Anam bağına.olursa. 

 

Yüce dağ başında ünlü Kilise, 

Yazın evrağımı verin polise,

Yedi sene yıl orucu tutarım,

Eğer möhür gözlüm benim olursa,benim olursa.


Jandarmaya beni gösterdiler;kavgayı çıkaran bu diye!Orada kahrıma gitti,sevdiğimi kaybetmenin verdiği acı ızdırap ile bir kişinin üstüne 10 kişi gelmez diye ağrıma gitti , sevdiğim başkasına yâr oldu, başkası saracak diye çok ağladım. Jandarmalar karakola götürdüler. Onbaşının gene nasihatlerini dinleyip ,vedalaştım ayrıldım.İnadıma kızın camına gene gittim,kız ile ağlayarak sonsuza dek vedalaştık; Yazdıkları beni çok yıktı yaraladı,çaresizlik ile türküme sığındım,acımı türküye döktüm  Zalım Poyrazı söyledim.


 ZALIM POYRAZ,

Bu türkü insanın bedenini buz gibi yapan zemheri soğuklarına çelteye vurdukça uğuldayan gıcılayan poyraza sevdanın yürekleri yaktığı yangının üstün geldiği günlerde iliklerine hücrelerine kadar yaşanarak yakılmış gerçek bir sevda türküsüdür.,BU Türkü benim yaktığım bana ait kaynağı benim olan bir Türküdür.


ZALIM POYRAZ 

Gıcılarda zalım poyraz gıcılar, 

Düştü yüreğime goygun acılar, 

Suya gider su yolunda bacılar, 

Bacılar içinde yarim var benimde,dostum var benim. 

  

Şosede gediyo bi gara yaylı, 

Yaylının içinde parıldar aynı, 

Sevdim sevdim alamadım dünyamda, Yarim Bu dünyada gavuşamadık

Gızını oğluma alayım bayrı da,vereyim bayrı. (Gız doğur oğluma alayım bayrı)

  

Balkona çıkmışta bir gelin gezer, 

Almış dividini hep güzel yazar, 

Guyunun başında iki cadı var, 

Allahın yazdığı yazıyı bozar. 

  

Adaçalı derler bir ulu yatır, 

Tadilden tadile balkona otur, 

Gurbanlar olduğum ey nazlı yarim 

Bir gecelik olsun yanında yatır,da ,goynunda yatır 

  

Metin Akın,ın dünden bu güne Emirdağ 1984 yılı basımı kitabında,ayrıca Kaymakamlık yayınında  ZALIM POYRAZ ,Halis ERENOĞLUN,dan alınmıştır der.der.Ayrıca sevdalandığım kıza birlikte gittiğimiz ismini yazdığım arkadaşlarımın hepsi bu türküleri Gacerli'nin Döne'sine yaktığımız bilirler.


Ömür boyu Acı gözyaşı hüzün kaldı,Kavuşma öbür dünyaya,herşeyi Türkülere döktüm,Eskiden Gelin Ata,yada Yaylıya bindirilirken Gelinin eline önüne Ayna verirlerdi. Bir an yaylının içinde gelin giderken tasfir edip,Ardından biz kavuşamadık bari gızın olursa onu oğluma alayım bari diye teselli bulduk.Anadan medet umduk,dağlarda aradık,Hava karardı bulandı,alıcı kuş götürdü yarimi,bundan sonra kız sevmekmi töğbe dedik. 


ÖNÜNE GUŞANMIŞ: ÖNÜNE GUŞANMIŞ YANDIMDAN ÖĞNÜK,BU TÜRKÜDE BENİM kavuşamadığım sevdaya yaktığım Bana ait Türküdür...1984 Yılı Bu türkünün Kaymakamlık yayınında ve Dünden bu güne Emirdağ eserinde Yakıcısı sahibi ve kaynak kişisi Halis Erenoğlu geçmektedir.Eser 1986 yılında Hale Gür,e taşınmıştır!3 Kıtasının sözleri de aşağıda yazıldığı şekildedir.der.


Önüne guşanmış yandımdan öğnük, 

Ciğerim yanıyo yar göğnük göğnük, 

Ana bana bi izin ver böğünlük, 

Çıkayım dağları buluyum yari, 

  

Gene bulanığı vardır havanın, 

Şahan sağ yanında döner yuvanın, 

Ardı gırk belikli güzel sevenin, 

Gündüzü Arafa gecesi bayram, 

  

Sabah olmuş Tan yerleri ışımış, 

Poyraz esmiş gül memeler,üşümüş, 

Seveceksen bu dünyada gelin sev, 

Gız sevenin cahil ömrü boşumuş,anam boşumuş. 

 Metin Akın,ın dünden bu güne Emirdağ 1984 yılı  basımı kitabında ÖNÜNE GUŞANMIŞ YANDIMDAN ÖĞNÜK,Halis ERENOĞLUN,dan derlenmiştir der.


KUYUNUN BAŞINA GODUĞUM  HATIL  (ismail Çakır derledi)


Kuyunun başına goduğum hatıl,

Yeter sevdiceğim saydığım hatır,

Eğer yar olmaya gönlün varise,

Çık Emirdağı,na bana kar getir.


Yerde yatan garamıklar yol verir,

Elin oğlu yastık diye gol verir,

Gız oğlana ellenmedik gül verir,

Ellenmiş govanda taze balmı olur.


Avaradır deli gönül avara,

Çuha sayasını dakmış duvara,

Eğer yar olmaya gönlün yoğusa,

Git sevdiceğimde dengini ara.


Kuyunun başına gelemeyenler,

Al yeşil gülünü deremeyenler,

Günde kötüyünen vakit geçirir,

Güzel sevmesini bilemeyenler.


Akkağıda yazı yazan Ellerim,

Bülbül gibi Türkü söyler dillerim.

Onbeşimde yeni açtı güllerim,

Ben bir ela gözlü yardan ayrıldım.


Ah dedimde yetemedim ardından,

Ölürüm ben bu sevdanın derdinden,

Bir su içsem nazlı yarin yurdundan,

Cenazeme dökülesi su imiş,nede zor imiş.

-----------------------------------------------


GACERLİ,NİN DÖNESİ


Alayımış ineğinin danası,  (ismail Çakır derledi)

Alayımış İneğinin Danası,

Yaktı beni Gacerli,nin Dönesi de Ala Dönesi,

Anan denen ciğerinden Yanası,

Verdi bir kötüye öldürdü seni de soldurdu seni,


Caminin üstünden görünür mezar,

Bilmiyom ısıtma bilmiyom nazar,

O yarin anası ilvanlı gezer,

İlvanlı karının kızına yandım.


Aman gelin güzel gelin has gelin,

İskarpini liba liba bas gelin,de anam bas gelin

Bu günlerde asker oldum gidiyom,

Şimden sonra selamını kes gelin de, anam kes gelin. 


Gutmu yorganıyın ucuna bastım,

Sarılıp yatmaya varidi gastım da varıdı gastım,

Kehribar yanaklı Gül yüzlü dostum,

Ördeğim gölünde yüzmeye geldim de yüzmey geldim.

Şahinim bohçanı bozmaya geldim de bozmaya geldim


İğdenin Altında Goyun sağıyo

Ziliflerin ak gerdanı Döğüyo anam döğüyo,

Gurbanlar olduğum topacık gelin ,

Yörüyüşün yüzbin gayma değiyo,senin değiyo.

-----------------------------------------


Sevdiğimiz başkasına gelin gitti,ayrılık acısı çok zor oluyo,sabaha kadar gezdim,içki ile kendimi avuttum,sabah eve vardım.Babam "oğlum yazgımız buyumuş;Anan hastalanmasaydı ne eder eder seni üzmelerine izin vermezdi"."Kırpığın Kadire Kelle verdim ütüleyecekti onu bi alıver"dedi.Demirci dükkanın kapısına vardım; Demirçi dükkandan sevdiğim kızı verdikleri oğlan çıktı.Ben tepki gösterir diye yönümü öbür tarafa çevirdim,o bana "merhaba arkadaşım" demezmi!Bende kendimi toparladım bende merhaba dedim.Tanrı selamını almamak olmaz,şundaki tevazuya hoşgörülüğe bak!Sen olsan yapmazdın diye içimden geçirdim,bundan sonra senin hanımın benim anam bacım dedim öylede gitti,mesut olsunlar diye kapılarının önünden bile geçmedim.Uzun süre etkisinden kurtulamadım , yemeden içmeden kesildim, içmeden de sarhoş gezdim.Bunun dışında herşey yalandır. Bu sevda bana çok duygu verdi.Emirdağ Türkü'lerini oyun havalarını ağıtlarını hem öğrendim hem söyledim  Türküler yaktım kendimi avuttum.Yaşam bi şekilde devam etti,hep çalıştım,her işi vicdanıma danışıp yaptım.Hak aşıkları yere göğe sığmayan ,gönlüme sığdırdım seni der.Aşık Veysel Baykuş gibi durup durma yuvada,insanlar kuş olmuş gezer havada,giriş Veysel kolarını sıvada,çalışan Allah'ın kulu sayılır. 

Sevdiğinden ayrılmak önce hiç geliyodu,yokuğuna alışmak çok zor oldu, sonradan dokunmaya başladı,bende bağrı yanık ozan oldum.Birçok türküyü bu sevdaya yakıp acımı feryadımı haykırıp  kendimi avuttum.

Bu topraklar benimki gibi hüzünlü birçok sevdaya şahit oldu, Hayat yolculuğu kaderinde yazıldığı gibi devam ediyo.

İstanbul'da Anam iyileşti.Aldık Emirdağ'ına getirdik.Aynı eskisi gibi Abıla,anam ölmeden bunun guzusunu bi göreyim diye tutturdu;Ana ben askere gideceğim senin dediğin olmaz diyorum. Baba hasta Ana ne kadar iyi olsada oda hasta Halis Emirdağ'ından uzaklaşmaya bakma dedim.Afyon yurtiçi bölge komutanı Nuri Erenoğlu ağbimin askerde subayı imiş,Nuri ağbim ile Lutfi Tarhan ağbim onunla görüşüp askerliğimi bir sene ertelediler,seviniyom biçere gider askere giderken anama babama harçlık bırakırım diye.Austın otobüse Şöfor durdum. Emirdağ Eskişehir Afyon Akşehir posta çekiyom.Bir gün Akşehir'e gidiyom Kapaklıda Aynadan baktım, en arkada muavinin yanında  rahmetli Hamdi Barlas oturuyo !Oraya gelene kadar ne zaman bindi fark etmedim.Bolvadinde durdum ,yanına vardım ağbi nereye? Oda sen nereye bende oraya dedi,Akşehir'e vardık. Hürmeten Hıdırlığa götürdüm,yeyip içerken;Halis yeğenim beni Hacca Abam gönderdi,"seni evermek istiyo Ölmeden Halisimin kuzusunu göreyim" diyo!Dayı delimisiniz Askerlik var önümde ev yok,dam yok itiraz ettim önce kabul etmedim .Vallahi kadın Anan gene deli olacak hastalığını sen yaşadın seni bile kimseyi tanımıyodu ,felç melç gelir de içine dert olur  dedi .Elim ayağım bağlandı mecbur peki dedim .Hamdi Dayı otele yatak yazdırayım dedim,ben senden söz almak için geldim,beni kırmadın sağol deyip o gece Konya arabalarıynan Emirdağına döndü.Ertesi gün postayı yükledik Emirdağ'ına vardığımda Zeliha Ablanın falı gene doğru çıktı.İhsan Ateş ( Badak)Arkadaşımın bacısını bitirmişler! Vallahi aklımın ucundan bile geçmezdi, birde bacımız gibi korurduk.Hatta bu iş duyulunca arkadaşlar İbik koruyodun kendine yontuyomuşsun dediler inandıramadım.Eskişehire Anası ,Babası ,Lutfi Tarhan Ağbimin Hanımı Telgız yengem çeyize bakmaya gittiler söz kesildi nişan takıldı.Nişanda kırk tepsi börek yapılırdı usul neyse yapıldı.Her güveyin bir sadıcı olurdu,benim sadıcımda Rahmetli Cemil AKIN,dı  Ayten abamın kayınbiraderi .Düğünde 3 gün olurdu Perşembe başladı Pazar günü gelin indi.

Çok geçmedi askerlik gelip çattı Sivas,a Gidiyom .


ASKERE GEDİYOM GAL EMİRDAĞI

Askere gidiyom kal Emirdağı,

Ataşlar düşsünde yan Emirdağı,

Biz güzel Yitirdim senin çehrende,

O güzeli bana bul Emirdağı.Türkmen Güzelleri bol Emirdağı.


Gidiyom Askere giyme alları,

Kara tren yakın eder yolları,

Çok küçükten sevgi sevdim Almadım,

Getirdim başıma türlü halleri.


Şubeye vardımda teğmen bırakmaz,

Asker oldun diye yar bana bakmaz,

Hey Allah,tan korkmaz kuldan utanmaz,

Gönül defterinden sildinmi beni,


Şubenin önünde sıra söğütler,

Oturmuş binbaşı asker öğütler,

Kimi evli kimi bekar yiğitler,

Yalvarın Allaha geri dönelim,


Gidiyodum Eğlediler yolumdan,

Yarim saya giyer sabah gülünden,

Korkuyodum ayrılıktan ölümden,

Bu ayrılık zor geliyo yar bana.


Askerliği bizim için yapmışlar,

Temelini tam muntazam atmışlar,

Ölümünen ayrılığı tartmışlar,

Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HALİS ERENOĞLU /HAYATI TÜRKÜLERİ ZALIM POYRAZ EMİRDAĞ - 1-

ALLI GELİN - GURTLU DERELER - 3 -